FIKRALAR
KİMYA DERSİ
Kimya
dersinde öğretmen, elindeki
metal parayı gösterdi:
-Şimdi bu beşyüzlüğü asite
batırıyorum. Ne dersiniz
eriyecek mi?
Nuri parmak kaldırıp
cevapladı:
-Erimez, öğretmenim:
-Evet erimez, neden erimez?
-Eriyecek olsa asite
atmazdınız da ondan... |
Indirgeme
Bir matematikçi ve fizikçi
fakültenin dinlenme salonun da
oturup kahvelerini yudumlarken
bakarlarki kahve makinasi tutusmus,fizikçi
hemen kosarak eline aldigi kovayi
doldurarak atesi söndürür.Ikinci gün
olacak ya ayni olay tekrar vuku
bulur.Bunun üzerine matematikçi
kosar kovayi alir getirir ve
fizikçinin eline tutusturarak
problemi daha önce çözümlenmis
olanina indirger.
GEÇMİŞ ZAMAN
Okulda birgün Türkçe
öğretmeni zaman kiplerini
işliyor ve öğrencilerine bir
soru soruyor :
- Çocuklar -ben güzelim-
dersem hangi zamana girer bu
cümlem?
Çocuklar hep bir ağızdan :
- Geçmiş zaman öğretmenim. |
Öğrenci Yurdu
Üniversitede, dönemin ilk gününde
rektör yeni gelenleri toplamış,
üniversite kurallarını anlatırken
sıra yurt olayına gelmiş. Rektör
demiş ki :
- Kız yurtları erkek öğrenciler için
yasak bölge. Erkek yurtları kız
öğrenciler için. Yasak bölgede
yakalanan kişiye ilk seferinde 200
milyon ceza kesilecek. İkinci
yakalanışında 300 milyon, üçüncü
yakalanışında da 500 milyon ceza
kesilecek. Sorusu olan var mı?
Arka taraftan bir erkek öğrenci sesi
:
- Sezonluk bilet ne kadar?
Hangi okulda
Ahmet okuldan eve çok mutlu
bir halde gelir. Annesi bu
mutluluğunun belli bir
nedeni olup olmadığını
öğrenmek ister ve;
- Okulda neler yaptınız
anlat bakalım, acaip neşeli
görünüyorsun...
- Patlayıcı madde imal
ettik.
- Peki yarın ne yapacaksınız
okulda?
- Hangi okulda?.. |
Okulun İlk Günü
Ali okula başlamıştır. Akşam okuldan
dönünce, babası sorar:
-Okul nasıl geçti bakalım?
-Sorma baba, daha ilk günden
sahtekarlığı öğrettiler. Bizim
sınıfın kapısında 1. sınıf yazıyor,
ama sıraların hepsi tahtadan...
Böyle Sınava, Böyle Cevap
Renkli kişiliği ve düşük not vermesi
ile öğrencileri arasında özel bir
üne sahip olan felsefe öğretmeni,
sınav yapacağı gün öğrencilere, önce
kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını
söyledi, sonra da sandalyesini
kaldırıp masanın üzerine koydu.
Sonra: "Sınav sorumu soruyorum"
dedi. "Bu sandalyenin var olmadığını
kanıtlayınız." Sıfırcı felsefe
öğretmeni, sınav kâğıtlarını
okuduktan sonra, bu konudaki ününe
gölge düşüreceğini bilmesine rağmen,
hayatında ilk kez bir öğrencisine
yüz üzerinden yüz vermek zorunda
kaldı. Öğrencinin sınav kâğıdında
yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu:
"Hangi sandalyenin?"